Kurabiye Teyze Okuma Masalı

Kurabiye Teyze

Çocuklaaaaaarrr toplanın etrafıma. Var mısınız sizinle şöyle güzle bir masal dinlemeye? Hani bazı hikayelerde bir tonton teyze vardır ya işte size öylesine güzel bir hikaye anlatacağım. Ama bu öyle sıradan bir teyze ve sıradan bir hikaye değil. Bol pastalı, bol tatlılı, bol maceralı, bir o kadar eğlenceli, zaman zaman da düşündürücü bir hikaye. Hikayemizin kahramanı işte o sizin de bildiğiniz ton ton teyze. İsmi de bir o kadar komik, Kurabiye Teyze. Siz de sevdiniz değil mi?

 

Kurabiye Teyze’ nin bir de meşhur bir pastanesi varmış. Herkes onun kurabiyelerini çok severmiş, işte bu sebepten ötürü insanlar kendi aralarında ona Kurabiye Teyze ismini vermişler. Civarda ki bütün pastanelerden belki de daha güzelmiş onun kurabiyeleri, adeta çocukları iyileştirici özelliği varmış.

 

Pastanesi de öyle sıradan bir pastane değilmiş. Dışarıdan bakıldığı zaman kendine özgü bir yapısı varmış. Tam da çocukların ilgisini çekebilecek şekilde düzenlenmiş. Ayçöreğine benzer bir girişi varmış, şekli ise tıpkı şirinlerin evine benzermiş. Ama kimse onun mutfağında neler olduğunu bilmezmiş. Bazı insanlar geceleri pastanesinde garip ışıklar olduğunu görür ama bakmaya cesaret bile edemezlermiş. Bu kurabiyelerin sırrını kimileri bu geceleri ortaya çıkan ışıkların sebebi olarak görürlermiş. Herkesten sır gibi sakladığı mutfağını bir tek kişi bile görememiş. Tek başında bu yaşta nasıl bu kadar çok tatlıyı yapabildiğine kimse akıl sır erdiremezmiş.

 

Yine bir gün Kurabiye teyze pastanesinde fırından yeni çıkarmış olduğu kurabiyeleri soğuması için pencerenin önüne koyarken dışarıda, pastanenin biraz ilerisinde, bir bankın üzerinde tek başına, diğer çocuklardan uzakta, oturuyormuş. masalsitesi.com Dikkatle baktığında mutsuz ve oldukça üzgün olduğunu fark etmiş. Merakla pastanesinden çıkıp çocuğa seslenmiş.

 

“Ne oldu böyle neden bu kadar üzgünsün?”

 

Demiş çocuk ise sadece yüzüne bakıp yeniden yere dönmüş.

 

“Yok bir şey.” Demiş.

 

“Fırından yeni kurabiye çıkardım tadına bakmak ister misin?”

 

“Hayır istemem.”

 

“Ama benim kurabiyelerimin iyileştirici etkisi vardır. Birçok çocuğu mutlu etmiştir.” Demiş. Çocuk o sırada başını kaldırıp Kurabiye teyze’ ye bakmış ve başını olumlu anlamda sallayıp onun arkasından ilerlemiş. Pastaneye girdiklerinde çocuk masa ve sandalyeleri ilerleyip bir tanesine oturmuş. O sırada Kurabiye Teyze elinde içinde kurabiye olan bir tabak ve bir bardak sütle bir tepsi getirmiş.

 

Çocuk kurabiyeyi eline alıp şöyle bir incelemiş. Görüntü olarak diğer pastanelerde kiler gibiymiş. “Nasıl iyileştirici etkisi olabilir ki?” diye düşünmüş. Sonra merak edip kurabiye den küçük bir parça koparıp yemiş. Kurabiye Teyze’ sanırım haklıymış tadı çok güzelmiş ama hâlâ nasıl bir iyileştirici etkisi olabilir diye düşünmeden de edemiyormuş. Sona sütten bir yudum almış. E bu sütte tıpkı diğer sütler gibiymiş. Sonra dayanamayıp Kurabiye teyzeye sormuş.

 

“Ama bunlar sıradan kurabiye ve süt. Nasıl benim derdime çare olabilir ki?”

 

“Önce sen bana derdini söyle ben de sana bir sır vereyim.”

 

“Şeeeeyyy.. Biz arkadaşlarımla futbol oynuyorduk ama onlar hızlı koşamadığım ve iyi oynayamadığım için beni aralarına almadılar.” Demiş.

 

“Çok üzülmüş olmalısın. Şimdi sana bir şey göstereceğim. Benimle gelmek ister misin?” Demiş.

 

Çocuk onu onaylayıp ayağa kalkmış. Kurabiye Teyze kimselere göstermediği mutfağının önüne geldiğinde çocuk merakla arkasından ilerlemiş. O da tıpkı diğerleri gibi bu mutfağı çok merak ediyormuş.

 

Kurabiye Teyze’ mutfak kapısını açtığında

Sponsorlu Bağlantılar

çocuk büyük bir heyecana kapılmış. Kapı açılır açılmaz içeriden yine büyük bir ışık süzülmüş.

 

“Haydi, gel benimle.” Demiş kurabiye Teyze. Hemen arkasından o da onunla birlikte ilerlemiş. Öncelikle bir kaydırak karşılamış onları hızla kaydıraktan kaymaya başladıklarında bu çocuğu çok eğlendirmiş. Adeta tüm mutsuzluğunu unutmuş. Sonuna geldiklerinde ise onları yemyeşil bir çiftlik karşılamış. Bir tarafta meyve bahçeleri varmış. Bir tarafta çiftlik hayvanlarının olduğu bir çiftlik ve biraz ötede de rengarenk şelaleler akıyormuş. Ve gökyüzü de oldukça mavi ve güneş çok parlakmış.

 

“Gel benimle.” Demiş Kurabiye Teyze. İlk olarak onu meyve bahçelerinin olduğu yere götürmüş.

 

“İşte bunlar benim kurabiyelerime lezzet katan o meyveler. Tadına bakmak ister misin?” Sonra kiraz ağacından birkaç tane alıp çocuğa uzatmış. Daha sonra çilekleri, kayısıları ve daha birçok meyveyi göstermiş ona. Eline aldığı sepete hepsinden biraz eklemiş.

 

Sonra çiftlik hayvanlarının olduğu çiftliğe geçmişler.

 

“Bak bunlarda kurabiyelerimin ana maddesini oluşturan sütün kaynağı inekler. Ve şunlar da.” Demiş tavukları göstererek, “bir diğer madde olan yumurtaların kaynağı tavuklar.” Demiş sonra tek tek diğer hayvanları göstermiş.

 

Çocuk gördükleri karşısında şaşkına dönmüş. Sonra meyve suyu şelalelerine yönelmişler. Bir kayığa binip meyve suları üzerinden geçtikten sonra nihayet şelalenin kaynağına gelmişler.

 

“İşte burası da o lezzetli meyve sularının kaynağı. O gördüğün meyvelerin bir kısmı buraya gelip suları çıkarılıyor. Tadına bakmak ister misin?” Demiş Kurabiye teyze ve sonra eline aldığı bir bardağa şeftali suyu doldurmuş. Çocuk tadına baktığında ne kadar lezzetli olduğunu düşünmüş. Sonrasında ise artık son kapıya gelmişler. Burada da kurabiyelerin hazırladığı yer varmış.

 

“Kurabiyeler buradan hazırlanıp benim pastanemde ki fırınlara geliyor.” Demiş. Burada hummalı bir çalışma varmış. Tüm o malzemeler buraya geliyor ve kurabiyeyi oluşturuyormuş.

 

Çocuk gördükleri karşısında şaşırıp Kurabiye teyzeye dönmüş.

 

“Tüm bunları nasıl yaptın? Hem kimse görmezken neden bana gösterdin burayı?” Demiş.

 

“İnanarak. Eğer inanırsan ve istersen birçok şeyi başarabilirsin. Tıpkı ben de küçükken senin gibi kimse bana inanmadı. Güzel pastalar, kurabiyeler yapabileceğimi düşünmedi. Ben daha gençken bir pastacı olmak istemiştim ama herkes kötü pastalar yaptığımı söyledi. Bir pastane açmıştım ama insanlar çok kötü olduklarını söyleyip pastaneme gelmeyi bıraktılar. Daha sonra ben de pastanemi kapattım. Çok üzgündüm tıpkı senin gibi. Bir gün parkta oturmuş beklerken yanıma birisi geldi. Sonra bana derdimi sordu. Anlattım. Ona o da bana bir kurabiye verdi. Onun tüm sıkıntıları geçireceğini söyledi. Ben de inanmadım. Sonra bana kurabiyelerin sırrını verdi. Ben de sonra böyle bir fikir buldum. Ve burayı yaptım.”

 

Dediğinde çocuk şaşkın şaşkın Kurabiye teyzeyi dinliyordu. Ona baktıktan sonra, “Sanırım benim gitmem gerekiyor.” Demiş.

 

Tam çıkacakken Kurabiye teyze onu durdurmuş. “Bekle bir şey unuttun. Öncelikle bu bizim sırrımız olarak kalacak anlaştık mı?” Demiş. Sonra da elinde ki meyve sepetini ona uzatmış. “Bir de bunları unuttun.” Deyip çocuğa uzatmış. Çocuk Kurabiye Teyze’ ye teşekkür edip sepetle birlikte pastaneden çıkmış. İleri de futbol oynayan arkadaşlarının yanına gidip onlara meyvelerden vermiş. Yeniden oyuna girdiğinde artık eskisinden daha iyi oynadığını fark etmiş.

 

Eğer siz de inanır ve başarmak için bir adım atarsanız siz de istediğiniz birçok şeyi başarabilirsiniz.