Vezir Seçimi Okuma Masalı

Bir varmış, bir yokmuş. Her yolun sonu, her sonun bir başı varmış. Ateş yanmadan kül olmaz, denizler dalgalanmadan durulmazmış. Masal dinleyenin değil, anlatanınmış.

 

Bir gün padişah, kendisine baş vezir seçmeyi düşünüyormuş. Fakat hangi veziri tercih edeceğine karar veremiyormuş. “En iyisi ben onları bir deneyeyim; sonra hangisini vezir seçeceğime karar veririm’ demiş.

 

Padişah koskoca bir kapı yaptırmış ve tüm vezirlerini bu kapının yanına çağırmış; “Sizler, hepiniz de çok akıllısınız hem de çok cesursunuz. Merak ediyorum bu kapıyı kim açacak?”

 

Vezirler kapıya bakmışlar, ne yapacaklarını şaşırmışlar. Çünkü kapı kocamanmış üstelik çokta sağlam görünüyormuş. Birinci vezir, dudaklarını bükmüş; “Ben bu kapıyı nasıl açarım?”

Sponsorlu Bağlantılar

demiş. Diğeri kapıya biraz yaklaşmış;

“Yok yok, bu kapı çok büyük.” Demiş. Bir diğeri kapıyı yakından incelemiş;

“Hayatımda bu kadar büyük kapı görmedim.” demiş.

 

En genç olan saygıyla beklemiş. Şimdi kendisine geldiğinde yavaşça yaklaşmış. Önce kapıyı elleriyle yoklamış, sonra büyüklüğüne bakmış. En sonunda kapıya tüm gücüyle yüklenmiş. Bir de ne görsün, kapı sonuna kadar açılmış. İşte o zaman kapının zaten açık olduğunu anlaşılmış. Açmak için yalnızca denemek gerekiyormuş.

 

Sultan bu cesareti gösteren vezire: “Aferin, kapı zaten açıktı. Ama hiç kimse kapıya yaklaşmadı. Hiç kimse bu cesareti göstermedi. Sen ise denedin ve başardın. Seni baş vezir seçiyorum.” demiş. Masalımız da burada bitmiş.