Bir İnsan Kazanmak Okuma Masalı
Alper, sınıfımıza yeni geldi. Babasının memuriyeti dolayısıyla şimdiye kadar dört ayrı yerde okula gitmek zorunda kalmış.
Bir keresinde, üzülerek:
"Bu okuldan mezun olurum artık!" dedi.
Onun durumunu düşündüm: Hemen hemen her yıl farklı bir okul, yani farklı sınıflar, farklı öğretmenler, farklı arkadaşlar... İnsan, tam bir öğretmene alışacakken hadi bakalım başka bir yer! İnsan, kendi başına gelmeyince bilemez.
Doğruya doğru! Derslerde de pek başarılı sayılmazdı. Sanırım öğretmenimiz, onun bu başarısızlığını sık sık okul değiştirmek zorunda kalmış olmasına bağlıyordu. Alper'in aramızda olmadığı bir günde:
"Çocuklar, sizden bir isteğim var." dedi. 'Alper'in durumunu hepimiz görüyoruz. Bu yüzden ona yardımcı olmamız gerekiyor. O, henüz sınıfımıza alışamadı. Öyle görülüyor ki alışması zaman alacak. Biz, beş yıldır birlikteyiz. Ama bu, onun dördüncü okulu, istediğim, onu dışlamamanız, ders çalışmaları sırasında yardımcı olmanız."masalsitesi.com
Öğretmenimizin bu sözleri, onu daha bir yüceltti. Alper'le ilgili olarak söyledikleri bizi çok duygulandırdı.
Emrah, Berna, Yalın, Buse ve ben; bir araya gelip öğretmenimizin dileğini konuştuk.
Emrah: "Gerçekten zor bir durum." dedi. "Bir an kendimi düşündüm. Çok zor olurdu."
Yalın: "Başka bir öğretmene, sınıfa, okula alışamazdım ben. Böyle bir şeyi hiç yaşamadım yaşarsam da alışabileceğimi hiç sanmıyorum."
"Öyleyse öğretmenimizin bizden istediğini yapalım." dedi.
Berna: "Bunu yalnızca öğretmenimiz istediği için değil, biz istediğimiz için yapalım. Bu davranış doğruysa, bunu birinin bize söylemesini, istemesini beklememeliyiz."
Emrah: "Eee, ne yapacağız? Önce ona karar verelim. Şu iki dut ağacının arasına bir de hamak kurup ders aralarında dinlenmesini sağlayalım." dedi.
Buse: "Ninni de ister mi acaba beyefendiler?" diye şaka yollu sordu.
"Bırakın dalga geçmeyi de ne yapacağımızı ciddî ciddî konuşalım." dedim ben de. Sonra cevap arayan bakışlarımı yüzlerinde gezdirdim.
"Ona ilgi gösterelim, arkadaşlığını kazanalım."
Sponsorlu Bağlantılar
"Bunu yalnız biz değil, herkes yapmalı." dedi Berna. "Bu yüzden, bence, sınıftaki diğer arkadaşlarımızla da konuşalım, bir karar verelim."
Yalın: "Fazla ilgi, insanları usandırır. Alper'e bunu hissettirmeden yapmamız gerek. Aksi hâlde ürker, daha çok alınır."
Emrah: "Bakın." dedi. "Benim aklıma bir fikir geldi. Örneğin ben, Alper'e matematik dersinde yardımcı olayım. Berna, sen de Türkçede."
Yalın: "Ben, sosyal bilgiler dersinde..." Buse: "Ben de fen bilimlerinde..."
Geriye resim, müzik ve beden eğitimi dersleri kalmıştı. Şakacıktan:
"İyi !' dedim. "Ben de Alper ile kırlarda şarkı söyler, top oynar, resim yaparım, olur biter."
Dakikalarca gülüştük. Sonra:
"Bu kararı öğretmenimize söyleyelim." dedik.
Öğretmenimiz, Alper'e derslerinde yardımcı olma konusundaki kararımızı olumlu karşıladı. Tek tek hepimizin başını okşadı.
"İşte sizden bu davranışı bekliyordum çocuklar." dedi. "Aferin size ! Alper'in sınıfa alışması konusunda ben de üzerime düşeni eksiksiz yerine getireceğim." Dediklerimizi uyguladık. Hafta sonu tatillerinde birbirimizin evinde toplanıp Alper'i de aramıza aldık. Hem ders çalıştık hem derslerden yoruldukça oyunlar oynadık, söyleştik.
Bir kitapta okumuştum. Çocukların kişilikleri oyun içinde ortaya çıkarmış. Biz birbirimizi oyunlar içinde tanırmışız. Alper'i tanıdıkça çok sevdik. O kadar ki bir ara:
"Seni çok daha önce tanımak isterdik Alper !" dedik.
İşte o zaman Alper'in gözlerinden iki damla yaş geldi. "Ben de bunu isterdim arkadaşlar.” dedi. "Ama ne yapalım. Ben, şu kısa zamanda kurduğumuz bu arkadaşlığın hiç bozulmamasını istiyorum şimdi."
İki aya kalmadı, Alper'de gözle görülür değişmeler oldu. Sınıflar arasında yapılan bilgi yarışmasına sınıfımız adına Alper de katıldı. Soruları doğru cevapladıkça, tüm sınıf:
"Al-per ! Al-per ! Al-per !" diye dakikalarca onu alkışladık, destekledik. Dünya tatlısı bir arkadaş kazanmanın mutluluğunu, güzelliğini yaşadık.
Aydoğan YAVAŞLI