Küçük Civciv Kısa Masalı

Küçük civciv Kulof, sakin bir köyde yaşıyordu. Havası temiz, suyu temiz, ekmeği temiz...
Kulof, bazen güvenli alandan çıkıp gerçek hayatı öğrenmeye "gizemli" bölgelere gidiyordu. Tarlalar onun için bir yiyecek deposuydu. Bazen dolu, bazen boş. Köyü gezmek, onun için devler ülkesini gezmek gibi bir şeydi. Ondan daha büyük insanlar, onu fark etmeden geçiyordu. Bazen evlere girdiğinde her şeyin ondan daha büyük olduğunu görüyordu.
Kulof, bir gün dışarı çıktı. Annesinin bir sürü işi vardı. Kardeşi için kuluçkaya yatmıştı. Diğer tavuklar normalde onu çok dikkatli bir şekilde gözetirdi, ama onların da işi çıkmıştı. Hal böyle olunca Kulof rahatça dışarı çıkabildi.
Köye gitmeye karar verdi. Köy halkının neler yaptığını merak ediyordu. Bu düşüncelerle köyün su kaynağı çeşmenin yanına kadar geldi.
İnsanlar o gün onu ilk defa fark etti. Zaten fark edeceklerdi. Çünkü Kulof, o kadar küçük değildi. Gerçek bir tavuğa benzemeye başlamış, tüylerinin büyük bir kısmı renk değiştirmişti.
İnsanlar, köyde başı boş gezen Kulof'u görünce onun yanına yaklaştı. Kulof, mutlu bir ifadeyle insanların ellerini gagalıyor, altından geçiyor ve zıplıyordu. İnsanlar  sevecen bakışlarla onu övüyor ve okşuyordu. Kulof çok mutlu ve değerli hissetmişti.
Ancak birkaç insan, diğerleri gibi davranmadı. Kulof'u tekmeyle yanlarından uzaklaştırmaya çalıştılar. Onu başı boş bırakan annesine ve annesinin sahibine kötü sözler söylediler. "Bu işe yaramazı hangi cüretle köye yollayabiliyorlar?!" diye söylendiler.
Kulof, insanlar uzaklaştıktan

Sponsorlu Bağlantılar

sonra üzgün bir halde kümesine gitti. Ağlamaklı halini gören tavuklar, "Ne oldu?" diye sordular. Kulof onlara olanları anlattı:
"İnsanların yanına, köye gittim bugün. İnsanlar beni sevdiler, 'Ne sevimli, güzel bir civciv!' diyerek övdüler. Ancak bazıları hem anneme hem sahibimize kötü şeyler dediler. Beni tekmelediler. Canım çok yandı. Neden bana böyle yaptılar?"
Tavuklar, en iyi açıklamayı yapacak birisi olan horozu çağırdı. Çünkü o, bir sürü deneyim kazanmıştı. Olanları ona anlattılar ve Kulof'a bir açıklama yapmasını istediler. Horoz, Kulof'un yanına gitti.
"Demek ki bazıları sana kötü davrandılar, ha?"
"Evet," dedi Kulof. "Ancak ben onlara ne yaptım ki? Hiçbir şey!"
"Evet Kulof, bazı insanlar gerçekten acımasızdır. Özellikle hayvanlara... Biz hayvanlar, onlara inanılmaz faydalı etlerimizden veririz. İnekler sütlerini onlarla paylaşır. Tavuklar yumurtlar, onları doyurur. Koyunun yünü onlara kazak olur, kışları onları sıcacık tutar. Köpekler, onları korur. Kediler de onların sıkıntılarını giderir. Muhhabet kuşları onları eğlendirir. Ancak insanlar bizi kötü görürler. Kedilere 'Nankör' derler. Zeki olmayanlarına 'Kuş beyinli' diye lakap takarlar. Hayvanların, özellikle tilkilerin kürklerini çalarlar. Oysa hayvan sevgisi her insanda olmalıdır Kulof. İnsanlar bizim verdiğimiz nimetlerin ve bizim değerini bilmelidir."
Kulof, "Haklısın horoz kardeş" dedi birden. Kümesten dışarı fırladı. "İnsanlara hayvanları sevdireceğim! Tüm insanlar biz ve diğer canlılara saygılı olmayı öğrenecek!" diye bağırdı. Sevinçle gökyüzüne, uçan kuşlara baktı...