Tilkiden Korkan Ali Okuma Masalı
Bir varmış bir yokmuş. Armut kavakta, menekşe söğütte bitermiş. Ayı kuyruğunu sallar; kurtlarla kuzular kucaklaşır, öpüşürlermiş. Pirenin her bir ayağında doksan dokuz batmanlık nal, masal yapmak için gökyüzüne sıçrarlarmış.
Buralardan çok uzakta bir nine ve bir de ninenin haylaz oğlu yaşarmış. Oğlunun adı da Tilkiden Korkan Ali’ymiş. Bir gün Ali demiş ki: “Anne, ben artık uzak diyarlara gidip bir iş bulmak istiyorum. Yalnız bir şartım var. Bana biraz un, bir kaç da yumurta verir misin?” Annesi de onu kırmamış. Torbasına biraz un ve birkaç yumurta koymuş.
Ali yola çıkmış giderken bir ormanlıktan geçiyormuş. Bakmış ki orada iki dev kavga ediyor. “Niçin kavga ediyorsunuz?” diye sormuş. Demişler ki: “Bizim dededen kalma bir çizmemiz var. O çizme için kavga ediyoruz.” Tilkiden Korkan Ali demiş ki: “Bu çizmeleri bana verin, kavgadan vazgeçin.” Devler, düşünmüşler; çizmeleri Ali’ye vermeye karar vermişler. Ali, çizmeyi aldıktan, kavga durduktan sonra demiş ki: “Bir bahis yapalım. Kim taştan su çıkarırsa bahsi o kazanacak, üçümüzün lideri olacak.” Devler, taşı alıp sıkmışlar, un etmişler ama taşın suyunu çıkaramamışlar. Ali, torbasındaki yumurtalardan birini gizlice çıkarmış, sıkmış. Devler, Ali’nin taşın suyunu çıkardığını zannetmişler. Ali, böylelikle devlerin lideri olmuş.
Ali ve devler birkaç gün beraber yaşamışlar. Devlerin odunu bitmiş. Ormana oduna gitmişler. Devler, koca bir kamyonun taşıyamayacağı yükü taşıyorlarmış. Bir de baltaları varmış. Demişler ki: “Ali, bu baltayı sen taşı.” O da baltayı hafif zannetmiş. Omzuna almaya
Sponsorlu Bağlantılar
çalışmış. Ama balta öylesine ağırmış ki Ali, hemen bunun da bir yolunu düşünmüş. Devlere demiş ki; “Baltanızı alıyorsanız alın, almıyorsanız yıldızlara atıyorum. Bir daha alamazsınız.” Devler, korkudan baltayı almışlar. Yola devam etmişler. Bir süre sonra bir suyun başına gelmişler, devler yorulmuş. Devler birbirlerine demişler ki: “Biz bu adamdan kurtulamayız, bu adam bizi mahvedecek. Gece uyuyunca bunu öldürelim.” Ali de konuşulanları duymuş. masalsitesi.com Gece olunca yatağının içine toprak damlı evlerin damlarındaki toprak akmasın diye kullanılan silindir şeklindeki taş loğu yatağının içine koymuş. Kendisi de bir kenara saklanıp izlemeye başlamış. Devler gelmiş. Değirmen taşıyla yatağı ezmişler, ezmişler. Taşı un haline getirmişler. Öldü diye gitmişler. Onlar gidince Ali kalkmış. Yatağını temizlemiş yine yatmış. Sabahleyin devleri çağırmış onlara kızmış; “Bu gece hiç uyuyamadım. Yatağınızda pire var. Pireler beni sabaha kadar ısırdı.” Devler demiş ki: “ Allah Allah! Biz değirmen taşıyla bu adamı ezdik. Pire kadar zarar vermişiz bu adama” Sonunda devler bir teklifte bulunmuş Ali’ye; “Ali, sen memleketine dönmek ister misin?” Ali: “ Dönerim ama bir şartım var. Bir deve yükü altın verirseniz dönerim.” demiş. Devler kabul etmişler bu şartı.
Eve gelince annesi Ali’ye; “Tilkiden korkan yavrum! Nereden geliyorsun, bu güne kadar neredeydin?” Ali ve devler eve girip oturmuş. Ama devlerin öyle kuvvetli nefesi varmış ki Ali’nin annesi tavana fırlamış. Devler sormuş; “Ali, annen ne yapıyor?” Ali demiş ki; “Dedemin eski kılıcını arıyor. Sizi kesecek.” Bunu duyan devler hemen Ali’nin köyünden kaçmışlar bir daha da köye hiç uğramamışlar.