Ayağına Diken Batan Serçe Okuma Masalı

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur zaman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken bir tane serçe varmış.

Serçe, çöpleri karıştırırken ayağına diken batmış. Dikenin acısıyla etrafında kıvranırken, ekmek yapan bir ebe görmüş ve hemen ebenin yanına gitmiş. Serçe,

ebeye:

“Ebe ebe, ayağımdaki şu dikeni çıkarıver.” demiş. Ebe:

“Çıkarıvereyim kuzum” demiş. Ebe, serçenin ayağından dikeni çıkarıvermiş. Acısı geçen serçe oradan uzaklaşmış gitmiş. Bir müddet sonra ebenin yanına geri gelmiş. Serçe, ebeye:

“Ebe ebe”

“Buyur kuzum”

“Dikenimi geri ver.”

“Ne dikeni?”

“Ayağıma diken batmıştı da sen çıkarmıştın, işte o dikeni bana geri ver.”

“Kuzum, ben o dikeni ocağın altına atmıştım, yandı gitti.”

“Dikenim de dikenim, dikenim de dikenim” diye tutturmuş serçe. Ebe:

“Dikenin yok, onun yerine sana başka bir diken vereyim olur mu?” “Dikenim de dikenim” diye tutturmuş yine serçe.

“Öyleyse başka bir şey iste de onu vereyim.”

“Ya dikeni vereceksin ya da ekmeği”

“İyi tamam, ekmeği vereyim.” demiş ve vermiş. Ekmeği alan serçe oradan uzaklaşmış ve gide gide bir çobana rastlamış. Çoban koyunları güdüyormuş; serçe, çobana:

“Nasılsın? Çoban kardeş”

“İyiyim kuş kardeş, sen nasılsın?”

“Ben de iyiyim. Sen şu ekmeklere bakıver, ben bir yere gidip, geleceğim.” demiş. Serçe, çobana ekmekleri bırakıp, gitmiş. Çoban, beklemiş beklemiş, ama serçe gelmemiş. Çobanın karnı acıkmış ve içinden: masalsitesi.com

“Ekmeğin bir tanesini yesem ne olur.” demiş. Dururken ekmeklerin hepsini yiyivermiş. Çoban, ekmekleri yiyip, bitirdikten sonra serçe gelmiş. Serçe, çobana:

“Çoban kardeş, ekmekleri çıkar da yiyelim.” demiş. Çoban:

“Kuş kardeş, ben ekmekleri yedim, bitirdim.” deyince, Serçe:

serçe

“Ekmeğim de ekmeğim, ekmeğim de ekmeğim” diye tutturmuş ve

“Bana ya ekmeğimi vereceksin ya da koyununu” demiş. Çoban

Sponsorlu Bağlantılar

da:

“Hiç öyle şey olur mu, sen koyunu nasıl götüreceksin?”

“Ya ekmeği mi vereceksin ya da koyunu” demiş. Çoban çaresiz kalmış ve koyunu vermiş. Serçe, koyunla birlikte oradan ayrılmışlar ve gide gide bir düğün evine rastlamışlar. Düğün evi sahibi de onları karşılamış ve:

“Ooo kuş kardeş, hoş geldin, safa geldin.” demiş. Serçe:

“Bu koyun sizde dursun, ben birazdan gelip, alacağım.” demiş. Serçe düğün evinden uzaklaşmış, gitmiş. Düğün evi sahibinin birçok misafiri gelmiş ve zaman ilerledikçe daha da artıyormuş. Misafirleri hoş tutmak için mecburen koyunu kesmiş ve misafirlerine ikram etmiş, misafirler de afiyetle koyunu yemişler. Bir müddet sonra serçe çıkmış, gelmiş ve düğün evi sahibine:

“Hadi koyunumu ver, ben gideceğim.” demiş. Düğün evi sahibi:

“Mecbur kaldım, koyununu kesip, misafirlere ikram ettim ve misafirler de yedi.” demiş. Serçe:

“Koyunum da koyunum, koyunum da koyunum” diye tutturmuş. Düğün evi sahibi:

“Tamam, yeter ki sus, sana yarın başka bir koyun vereyim.” demiş. Serçe:

“Koyunum da koyunum, demiş. Ya koyunumu vereceksin ya da gelini” demiş. Düğün evi sahibi serçeden dayağı yiyince ne yapacağını bilememiş çaresiz:

“Gelin hiç verilir mi?” dediyse de Serçe:

“Ya koyunumu vereceksin ya da gelini” demiş. Adam rezil olmamak için ve kuşu susturmak için mecburen gelini vermiş. Serçe gelini alıp, oradan ayrılmış ve gide gide bir âşığa rastlamış. Âşığın elinde de sazı varmış ve çalıp duruyormuş. Serçe, âşığa:

“Âşık kardeş, şu gelin senin yanında dursun, ben hemen bir yere gidip, geleceğim.” demiş. Serçe, gidip geleceğe yere varıp, gelmiş. Âşık, serçeye:

“Biz gelinle anlaştık ve evlenmek istiyoruz, artık gelini sana vermem.” demiş.

Serçe:

“Ya gelinimi vereceksin ya da sazını, ya gelinimi vereceksin ya da sazını” demiş. Âşık:

“Al sazım senin olsun.” demiş.

Serçe sazı alıp, uçmuş uçmuş ve bir ağacın dalına konmuş. Eline sazı alıp, başlamış çalmaya:

“Dikeni verdim, ekmeği aldım, ekmeği verdim, koyunu aldım, koyunu verdim, gelini aldım, gelini verdim, sazı aldım.” demiş ve sazı tıngırdatmış. Böylece masal burada bitmiş.