Cengiz’in Yeni Arkadaşları Okuma Masalı
Cengizler semte yeni taşınmıştı. Cengiz, yaşıtı çocuklarla çabucak kaynaştı. Üstelik kendini öyle sevdirdi ki... Çocuklar onsuz oyuna başlayamaz oldular.
Arkadaşlarının tümü ilköğretim öğrencisiydi. Her biri ders yılı içinde özveriyle çalışmıştı. Tatil olunca özverili çalışmalarına karşılık, kendilerini oyuna vermişlerdi.
Cengiz, böylesine oyun seven, içtenlikli ve neşeli bir arkadaş çevresi bulabildiği için çok mutluydu. Çok sevilen, aranan bir çocuk olduğunu biliyordu.
Annesi ikide bir:
— Aman oğlum, yeni arkadaşlarınla iyi geçin, onların sevgilerine ve ilgilerine lâyık olmaya özen göster. Sakın şımarma! diye uyarıyordu.
Annesi bu öğütleri boş yere vermiyordu. Cengiz çok akıllı, neşeli ve sevimli bir çocuktu. Ama biraz bencildi. Çoğunlukla önce kendini sonra da başkalarını düşünürdü. Annesi bu huyundan dolayı onu sık sık eleştirirdi. Bu yüzden arkadaşlarıyla bozuşmasından korkup duruyordu. Korktuğu çok geçmeden başına gelmişti. Bir öğleden sonra on çocuk coşku içinde saklambaç oynuyordu. Sayışmada ebelik sırası Cengiz'e gelmişti. Cengiz ebeliği hiç sevmezdi. Çaresiz sesini hiç çıkarmadı. Söğüt ağacına yumuldu. Saymaya başladı. Bir, iki, üç, dört, beş, önüm, arkam, sağım, solum sobe...
Cengiz gözlerini açtı. Çocuklar, çevredeki geniş bahçenin dört bir yanına dağılmışlardı. Onları bulmak ve ebelikten kurtulmak kolay olmayacak diye düşündü.
Çocuklar saklandıkları yerde bekleşiyordu. Ama kendilerini ne arayan vardı, ne de soran! Sıkılmaya başladılar.
— Ebeye guguk, biz buradayız, diye
Sponsorlu Bağlantılar
seslendiler.
Bir süre beklediler, cevap veren olmadı. Sonra iyice sıkılıp saklandıkları yerden çıktılar. Hep birlikte Cengiz'in nerede olabileceğini düşündüler. Herkes değişik bir tahminde bulundu.
— Cengiz kaçırıldı.
— Ya da çevredeki bostan kuyularından birinin içine düştü. Belki de bizi ararken yola çıktı. Araba çarptı. Hastaneye götürüldü.
Çocuklar, korku içinde çevreye dağılıp Cengiz’i aramaya başladılar.
Ama bulamadılar. Kan ter içinde yeniden söğüdün çevresinde toplandılar. Durumu büyüklerine haber vermeye karar verdiler.
Sedat:
— Önce annesine bildirelim, dedi.
Hep birlikte Cengizlerin evine gittiler. Kapıyı çalarken tümü çok endişeliydi. O sırada Cengiz kahvaltısını bitirmişti. Ellerini yıkayıp oyuna dönmeye hazırlanıyordu. Kapı çalınca annesinin geldiğini sanarak kapıyı açtı.
Çocuklar, Cengiz’i karşılarında görünce şaşırıp kaldılar. Bazıları ona kızdı. Bazıları da hiçbir söz söylemedi. Cengiz, ne yapacağını, ne diyeceğini şaşırmıştı. Arkadaşlarının arkalarından bakakaldı. Utancından günlerce arkadaşlarının yanına gidemedi çünkü arkadaşlarına karşı çok bencil davranmıştı. Onların oyunlarını yalnızca pencereden özlemle seyrediyordu. Bir gün koşarak arkadaşlarından özür dilemeye karar verdi! Onlara:
— Arkadaşlar, geçen günkü davranışımdan dolayı çok üzgünüm.
Sizlere karşı bencilce davrandım. Ne olur beni bağışlayın. Beni tekrar aranıza alın. Bu semte bugün taşındığımızı düşünerek beni aranıza alın.
Arkadaşları Cengiz'i seviyordu. Bu sevginin etkisiyle onu bağışladılar.
Gülten DAYIOĞLU