Keloğlan Ve Sihirli Balık Okuma Masalı
Keloğlanı, annesi bakkala ekmek alması için göndermişti. Keloğlan az gitmiş, uz gitmiş. Köprüden geçerken elindeki ekmek parasını dereye düşürüvermişti. Keloğlan başlamış ağlamaya: Eyvah ben şimdi ne edeceğim, anama ne diyeceğim.
Keloğlan’ın sesini duyan bir balık dereden çıkmış ve: Ne ağlarsın keloğlan, demiş.
Keloğlan: Paramı suya düşürdüm. Anam bu işe çok kızacak. Karnımız aç kalacak.
Balık: Karnınız aç kalmayacak, diyerek derenin dibine inmiş.
Biraz sonra bir kutu ile geri dönerek: Açıl sofram açıl, türlü yemekler saçıl dediğin vakit açılacak, demiş.
Keloğlan buna teşekkür etmiş, kutuyu aldığı gibi eve gitmiş, olanları annesine anlatmış. Kutudan çıkan yemeklerle bir güzel karınlarını doyurmuşlar... Kısa sürede kutunun marifeti kasabaya yayılmış. Hırsızlar kutuyu çalmaya karar vermişler. Gece olunca Keloğlan ile annesi uyuyunca hırsızlar eve girmiş. Sihirli kutuyu almışlar, yerine benzer bir kutu koymuşlar. Sabah olduğunda Keloğlan’ın karnı acıkmış. Kutusunu alıp ortaya koymuş. Açıl sofram açıl. Türlü yemekler saçıl, demiş.
Fakat kutu açılmamış. Keloğlan bir daha tekrar etmiş. Kutu açılmayınca, tekrar dere kenarına gitmiş. Keloğlan’ın üzgün olduğunu gören balık tekrar suyun üzerine çıkmış: Ne oldu Keloğlan neden böyle üzgünsün? demiş.
Keloğlan: Ne olacak kutuyu çaldılar.
Balık: Üzülme sen Keloğlan. Şimdi sana sihirli bir eşek vereceğim. Altın yap eşeğim dediğin zaman eşek altın yapacak. Sen
Sponsorlu Bağlantılar
de bu altınları dilediğin gibi kullanırsın, demiş.
Keloğlan teşekkür etmiş. Eşeği alarak evine gitmiş. Keloğlan ve annesi altın yapan eşek sayesinde bir süre rahat yaşamışlar. Fakat hırsızlar eşeği de çalmayı başarmış. Keloğlan tekrar dere kenarında ağlarken balık onu görmüş: Bu kez ne oldu Keloğlan, demiş.
Keloğlan: Ne olacak eşeği de çaldılar.
Balık: Bu kez sana öyle bir şey getireceğim ki. Doğru kullanırsan hem kaybettiklerini geri kazanırsın. Hem de ömür boyu rahat yaşarsın, demiş.
Biraz sonra balık, ucu topuzlu bir sopa ile geri dönmüş: Al bunu Keloğlan vur tokmağım vur dediğin de vurmaya başlar. Ta ki, sen dur! diyene kadar.
Keloğlan tokmağı almış sevine sevine evine gelmiş. Gittiği her yerde, "benim sihirli tokmağım var" diye söylenmiş. Bunu duyan hırsızlar tokmağı da çalmaya karar vermişler. Gece olunca Keloğlan uyumamış. Kapının arkasına saklanmış. Hırsızlar sessizce eve girmişler. Tokmağı alacakları sırada, Keloğlan: Vur tokmağım vur, demiş.
Tokmak hırsızlara vurmaya başlamış. Kafası gözü yarılan hırsızlar neye uğradığını şaşırmışlar.
Keloğlan: Demek kutumu ve eşeğimi çalan da sizlerdiniz. Çabuk gidip onları getirin. Yoksa tokmak vurmaya devam edecek.
Hırsızlar: Tamam Keloğlan, hemen getiriniz. Yeter ki, şu tokmağı durdur, demişler.
Tokmak sayesinde eşeği ve kutusuna kavuşan Keloğlan, anası ile mutlu ve rahat bir ömür sürdürmüş. Elindeki servetini fakirlerle paylaşmış. Gökten üç elma düşmüş. Biri Keloğlan’ın kel kafasına biri masalı yazana biri de dinleyenlerin kafasına düşmüş.