Zeytin, hatırı sayılır derecede büyük bir evde yaşayan simsiyah renkli, sapsarı gözlü minik mi minik şirin mi şirin bir kedicikti. Bir gün kedicik uykusundan uyandı. Karnını doyurmak için mutfaktaki mama tasına doğru yol aldı. Mama tasına vardığında tasın içinde bir böcek gördü. Tam böceği yiyecek iken minik böcek:
-Dur! Beni yiyemezsin!
-Nedenmiş o? Bu tasa ne gelirse ben onu yerim.
-Eğer beni yemezsen sana büyük bir sır veririm ama önce beni bu tastan çıkar.
Zeytincik minik böceği mama tasından patisi ile iktirerek çıkardı.
-Ee, söyle bakalım neymiş o sır?
-Bekle! Önce yuvama gitmem lazım.
-Çabuk ol! Daha karnımı doyuracağım.
Minik böcek küçük yuvasına doğru gitti. Orada kardeşi ile yaşıyordu. Yuvaya vardığında kardeşi ile konuşmaya başladı.
-Yemek aramak için mutfağa uğradım, az kalsın bu kedi beni yiyordu.(kardeşi güldü)
-Bu kediden kurtulmaz isek daha başımıza çok şey gelir. Ama ben bir yolunu biliyorum. Geçen gün camdan dışarı bakıp "keşke bende şuan şu sokakta olup diğer kedilerle oynayabilseydim" diye dertlendiğini duydum. Belki ona yardım edersek hem kediden kurtuluruz hemde ev bize kalır.
Böcek, kedinin yanına geri gider.
-Bak kedi kardeş, sen bu evden dışarı çıkmak istiyorsun ya...
-Evet, ne olmuş?
-Ben sana yardım edebilirim bu konuda.
-Öyle
Sponsorlu Bağlantılar
mii? Nasıl?
-Bak şimdi beni dinle. Ev sahibi her gün sabahları dışarı çıkıyor. Bu fırsattan faydalanarak sende kaç. Yani kapı açıldığı an dışarı fırla! Dışarıdaki hayat bu harabe evdekinden daha iyidir kedi kardeş. İnan bana!
-Harika bir fikir böcek kardeş. Bu yardımını unutmayacağım.
Bu konuşmadan sonra Zeytin, ertesi günü iple çekti. O gün geldiğinde ise ev sahibinin hazırlanıp dışarı çıkmak için kapıyı açmasını bekledi. Kapı açıldığında fişek gibi dışarı fırladı. Merdivenlerden inerek apartman kapısını açarak dışarı çıktı. Artık özgürdü. İstediği her şeyi yapabilirdi. Hemen gidip bir grup kedinin arasına karıştı. Grupta uzun bir zaman geçirdi fakat gruptaki kediler ona alışamamıştı. Yemek yerken onu itip kakalıyorlar, onunla birlikte oyun oynamıyorlardı. En sonunda Zeytin bu olanlardan bıktı ve evine geri dönmek istedi ama yolunu kaybetmişti. Ben ne yapacağım, nasıl geri döneceğim derken yolda sahibini gördü. Hemen onun yanına gitti ve acı acı miyavladı. Sahibi onu tanımıştı. Zeytinciği kucağına alıp eve götürdü. Zeytin çok sinirliydi. O böceği bulmaya çalıştı ama bulamadı. Evin her yanını dört döndü. Tam ümidini yitirmişken mutfakta minik böceğin cansız bedenini gördü. Böcek, ilaçtan zehirlenmiş, boylu boyuna uzanmış yatıyordu. Zeytin, kendisini kandıran bu böceğin ölüsünü görünce çok sevinmişti...