Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde ormanların birinde bir fil yaşarmış. Bu fil şaka yapmayı çok severmiş. Hortumuna çektiği suyu en olmadık zamanlarda arkadaşlarının üstüne püskürtürmüş. Arkadaşları ona kızarmış. O ise bu duruma kahkahalarla gülermiş.
Bir gün ormandaki hayvanlar ona bir ders vermeye karar vermişler. Fil uyurken hortumuna bir tıpa takmışlar. Fil uyanınca çok korkmuş. Tıpanın burnundan çıkması için üfledikçe üflemiş. Üfledikçe şişmeye başlamış. Şiştikçe karnı hava dolmuş ve havalanmış. Yükseklere çıkmış.
Bulutlara yaklaşırken de birden bire hapşurmuş. İşte tam o sırada hortumundaki tıpa çıkmış. Karnına dolan hava yavaş yavaş boşalmaya başlamış. Fil de alçalmış ve sonunda yere inmiş.
Ormandaki hayvanlar olanları izliyormuş. Fil yere inince hepsi birden demişler ki:
- İşte senin bize yaptığın şakalar, böyle canımızı yakıyordu. Umuyoruz ki bu sana ders olur. Bir daha bize şaka yapmazsın.
Fil çok korkmuş. Onlara yaptıklarını hatırlamış. Meğer kendisi gülerken, arkadaşları ne kadar üzülüyormuş. Bunu anladıktan sonra hepsinden özür dilemiş. O günden sonra fil de, ormandaki diğer hayvanlar da mutlu ve neşeli bir hayat sürmüşler.