Sorulu Masal Okuma Masalı

Bir varmış bir yokmuş, bir eğri bir doğruymuş; bir eksikmiş bir tamammış, bir düzmüş bir yanmış; bazı masallar birbirine benzer bazıları bambaşkaymış.

Ziya, Nur ve Güneş adlı üç güzel, üç şeker çocuk, arnavut kaldırımlı sokakların birindeki üç katlı bir apartmanda yaşarlarmış. Üçünün de tepesinde göze görünmeyen üç küçük peri uçuşup dururmuş.

Ziya apartmanın en üst katında terzilik eden halasıyla birlikte otururmuş. Başına buyrukmuş. Odasına, oyuncaklarına, defterine, kalemine düşkünmüş. Sokağa çıkmayı sevmez genellikle evde, tek başına oynarmış. Ona odasındaki oyunlarında Cesaret Perisi eşlik edermiş.

Nur ise apartmanın giriş katında tur rehberliği yapan anne babasıyla beraber otururmuş. İnsan canlısı bir çocukmuş. Annesi babası gibi gezmeye, sokakta oynamaya, okuldaki sosyal etkinliklere katılmaya pek meraklıymış. Evde çok uzun süre duramaz her zaman dışarı çıkacak bir bahane bulurmuş. Ona her yerde Tevazu Perisi eşlik edermiş.

Güneş ise orta katta öğretmen annesi babası, marangoz dayısı manikürcü yengesi, kitapçı halası özel pilotluk yapan eniştesiyle birlikte otururmuş. Kendine ait bir odası yokmuş. Fakat dayısı ona oturma odasında paravanla bir bölme yapmış. O bölmede bir çalışma masası varmış. Bölmesinde oynar, okur, yazar isterse bir adımda dışarı çıkıp kalabalık ailesine katılırmış. Aslında bölmenin arkasındayken bile herkesle berabermiş. Hem başına buyruk hem de insan canlısıymış. Güneşe de gene varlığından haberdar olmadığı Uyum Perisi eşlik edermiş her zaman.

Güneş, her gün alt ve üst katlarında oturan iki çocuğun da kapısını çalar, ikisini de sokağa, oynamaya çağırırmış. masalsitesi.com Nur hemen dışarı fırlar, Güneş genellikle dışarı çıkmaz çıkarsa da sokakta fazla kalmazmış. Güneş ise Nur'la sokakta oynamayı sevdiği kadar Ziya’yla evde oynamayı da severmiş. Üç çocuk bir araya geldiğinde tepelerindeki periler de bir araya gelir, fırsat bu fırsat diyerek bol bol çene çalarlarmış.

Bu üç güzel çocuk uykuya daldıklarında periler gene çatı katında çıkarlar; orada istirahat eder; sabaha kadar gene çene çalarlarmış. Çok gevezeymişler yani. En çok çocuklar üzerindeki etkilerini konuşur; yaptıklarından gurur duyar; sihirli güçleriyle övünürlermiş. Bir gün Uyum Perisi, ortaya bir lâf atmış. Cesaret Perisi ile Tevazu Perisi’ne çocukları bir günlüğüne değiş tokuş etmeyi önermiş. İki peri bu fikri pek parlak bulmuşlar. Çocukları değiş tokuş etmişler. Nur’unki Cesaret Perisi, Ziya’nınki Tevazu Perisi olmuş. Böylece periler güçlerini bir kez daha sınama fırsatı bulacaklar ve bir kez daha kendileriyle gurur duyacaklarmış. Öyle de olmuş.

Ertesi sabah Ziya uykudan uyandığında bir tuhaflık hissetmiş: İçinden fırlayıp sokağa çıkmak, akşama kadar çocuklarla oynamak, kendi başına gezmelere gitmek geçmiş. İçi kıpır kıpırmış! Cesaret Perisi’nin yerine Tevazu Perisi’nin geçtiğini nerden bilsin yavrucak. Halası yeğenindeki değişimi şaşkınlıkla izlemiş.

Aynı şekilde Nur’da uyandığında bir tuhaflık hissetmiş. İçinden dışarı çıkmak gelmemiş. Aklına garip garip düşünceler üşüşmüş.

Sponsorlu Bağlantılar

Düşüncelere öyle kaptırmış ki kendini yatakta gözleri tavana dikili, öylece bir koca saat kalmış. Kahvaltıdan sonra da durgunlaşmış. Yavaş yavaş odasına gitmiş. Hayâl ettiği şeyleri heyecanla yazmaya başlamış. Annesi babası ondaki değişimi şaşkınlıkla izlemişler.
Güneş ise her zamanki gibi arkadaşlarını oynamak için çağırmaya gitmiş. Vay vay ne görsün! Ziya hemen fırlamış dışarı. Vee Nur ise bahaneler uydurmuş çıkmamak için. Gene de zar zor çıkmış. Güneş de iki arkadaşının böyle âniden değişmesine çok şaşırmış. Hiç kimse olan bitenlere bir anlam verememiş.
Perilerse olayları kahkahalar atarak seyrediyorlarmış. Çocukların üzerindeki etkilerinin büyüklüğüyle gurur duymuşlar.

Fakat zaman ilerledikçe görmüşler ki işler istedikleri gibi gitmiyor. Mesela Tevazu Perisi Ziya üzerinde daha fazla etkili olamamış.

Misket oynarlarken Ziya birden, “Üfff! Ben sıkıldım. Artık eve dönmek istiyorum. Aklıma bir şey geldi valla bak!” deyivermiş. Bu lâf üzerine Güneş üçüncü kez şaşırmış.

Aynı şekilde Cesaret Perisi de Nur üzerindeki etkisini kaybetmiş.

Nur âniden durup, “Üç kişi zaten azız. Şimdi Ziya da gidince iyice azalıcaz. Hadi Güneş! Bi koşu yan mahalledeki Selimleri, Ayşegülleri, Cansuları, Cengizleri, Didemleri, Tansuları da çağıralım ki oyunun tadı çıksın.” demiş. Bu lâf Güneşi dördüncü kez ters köşeye yatırıp, şaşırtmış.

Asıl şaşıranlarsa Cesaret ile Tevazu Perileriymiş. Acaba çocuklar üzerindeki güçlerini mi yitiriyorlarmış? Çocuklara etki edemedikleri için gururları mı incinmiş biraz? Biraz da kendilerini işe yaramaz mı hissetmişler acaba?

Uyum Perisi iki perinin hâline gülmeye başlamış. İki incinmiş peri “N’oldu yaaa!?” der gibi önce birbirlerine sonra Uyum Perisine bakmışlar.

Uyum Perisi daha fazla kendini tutamamış ve “Cesaret Perisi! Ziya’nın içine kapanık oluşunda başrolü oynadığına inanıyordun ama bugün yanıldığını görmüş oldun. Çünkü Ziya kendiliğinden içine kapanık bir çocuk. Tevazu Perisi sen de Nur’un insan canlısı oluşunda başrolü oynadığına inanıyordun ama sen de bugün yanıldığını görmüş oldun. Anlaşılıyor ki Nur da kendiliğinden insan canlısı bir çocuk. Olan biteni kendi gözlerinizle gördünüz.”

İki Peri bir ağızdan sormuşlar, “Ya Güneş? Güneş de kendiliğinden mi uyumlu bir çocuk?”

Uyum Perisi, “Evet! Öyle!”

Periler, “Yani bizim bir etkimiz yok mu çocukların üzerinde?”

Uyum Perisi yanıtlamış, “Var da öyle fazla değil!”

“O zaman...” diye mırıldanmış iki üzgün peri, “...bu masalda niye varız? Burada niye varız biz?”
Uyum Perisi kalakalmış. Verecek cevap bulamamış. Kanatlarını çırpmadan havada asılı kalmış...
Mâdem öyle... Mâdem Uyum Perisi verecek cevap bulamamış, masalcıya da cevap vermek düşmez... İyisi mi bu masal soru işaretiyle biten ilk belki de tek masalımız olsun. Evet. Öyle olsun.
Varsın gökten üç elma düşmesin bu sefer. Ve soralım yeniden, “Sahi bu masalda periler niye varlar?”

CÜNEYT UZUNLAR