Kalpten Hediye Masalı
Üç kardeş para kazanmak için gurbete çıkmışlar. Epeyce yol aldıktan sonra bir dört yol ağızına gelip durmuşlar. İçlerinden en büyük olanı diğer kardeşlerine dönüp şöyle demiş:
- "Bakın kardeşlerim! Biz para kazanmak için uzun bir yola çıktık ve bu dört yol ağızına geldik. Şimdi burada ayrılacak ve hepimiz seçtiğimiz bir yola gideceğiz. Tam üç yıl sonra yine aynı gün ve aynı saatte burada buluşacağız. Kimin ne kazandığını da o zaman göreceğiz."
Diğerleri onu sessizce dinledikten sonra :
- "Tamam abi!"
Demişler ve herkes birbiriyle kucaklaşmış,küçük kardeş büyük ağabeylerinin elini öptükten sonra seçtiği bir yola, diğerleri de kendi seçtikleri yola gitmişler.
En büyük kardeş uzun bir yolculuğun ardından, bir şehre varmış. Aramış, taramış en sonunda bir fırında ekmekçi olarak çalışmaya başlamış. Üç yılın sonunda ise keseler dolusu altın kazanmış.
Ortanca kardeş, herkesin gelip geçtiği bir köprünün yanı başına bir meyhane açmış. Ceplerini parayla doldurana kadar şarap ve şu satmış.
En küçüğü ise iki ağabeyinden uzak, girdiği yolda bir adamla tanışmış ve bu adamla anlaşıp çoban olmuş. Üç yıl geçtiğinde ise bu adam, çobanın hakkı olan parayı kuşağından çıkarıp onun önüne koymuş. Bu adam kuşağından bir de üç tane ceviz çıkartmış ve şöyle demiş:
-"Bana yaptığın onca çobanlık hizmetine karşılık, ben sana vefa borcumu ödeyemem.
Bana olan hizmetinin karşılığında ya önünde duran şu keseler dolusu altını ya da şu üç cevizi alacaksın. Eğer bu altınları alacak olursan bilki onları sana gönülsüz olarak veriyorum. Çünkü onlar ateş gibidirler; İnsan kolay yakar onlarla ellerini. Şayet sen hizmetlerinin karşılığı olarak cevizleri kabul edecek olursan; bilki onları sana kalpten veriyorum."
Adam sözlerini bitirdikten sonra, çobanlık yaparak hak ettiği parayı almayı hak kazanan bu genç adam uzun uzun düşünmüş; düşünmüş ve ellerini kalpten verilen cevizlere doğru uzatmış ve adamada şöyle demiş:
-"Cevizleri alacağım. Çünkü onları en içten duygularla kalpten veriyorsun."
Üç yıl sonra bu üç kardeş ayrıldıkları o dört yol kavşağına tekrar bir araya gelmişler.
Birbirlerine sarılıp hasret giderdikten sonra; büyük ve ortanca kardeşler ceplerinden çıkardıkları keseler dolusu altını küçük kardeşlerinin önüne sermişler. Kazandıkları onca altın para için kendileriyle gurur duymaktalarmış. En son küçük kardeş, elini cebine soktuğunda cebinden çıkarta çıkarta üç küçük ceviz çıkartmış. Sonra ağabeylerine dönüp şöyle demiş.
-"Bu benim, üç yıl içinde kazandığım ücret
Sponsorlu Bağlantılar
olan üç ceviz, ama onlar bana kalpten verildi. Onları bana yaşlı bir adam sürüsünü güttüğüm için verdi. Beni tıpkı oğlu gibi gördü ve baba şefkatiyle yaklaşıp öyle de endişe ediyordu benim için. O yüzden bana kalpten ve yürekten verdiği bu ücreti kabul ettim." masalsitesi.com
Büyük olan diğer iki kardeş ona çok kızmış ve söylemediklerini bırakmamışlar.
-"Çok aptal insanla karşılaştık ve çok aptal insan gördük, ama senin gibi bir aptalı biz bu dünyada hiç görmedik. Şimdi sen; üç yılda sadece kazana kazana üç ceviz mi kazandın?
Hadi şimdi gerisi geriye dön ve o adamdan hakkın olan parayı işte. Paranı almadan da baba ocağına sakin dönme."
Genç adam büyük bir üzüntü ve hayal kırıklığıyla gerisin geriye dönmüş. Yolda öylesine açıkmış öylesine açıkmış ki, gördüğü ilk çeşmenin başında, açlığını gidermek için kana kana su içmeye başlamış. Her yudumda açıktığını ve karnının gürültülarının giderek arttığını hissetmeye başlamış. Sonra
-"Cevizleri kırıp onlardan birini yiyeyim." Diye düşünmüş.
Birinci cevizi tam kırıyormuş ki; o an büyük bir mucizeyle karşılaşmış. O küçücük ceviz bir anda öylesine büyümüş öylesine büyümüş ki: içinden koca bir koyun sürüsü çıkmış. Genç delikanlı cevizin içinden çıkan köyün sürüsünü toplayıp baba evine doğru yol almaya başlamış. Bir yandan yürüyor, bir yandan da derin derin düşünüyormuş.
-"İkinci cevizi de kırsam acaba onun içinden yine böyle bir şey çıkarmı?"
İkinci cevizi eline almış ve kabuğunu hafif araladığında bir de ne görsün. Bu sefer bu cevizin içinden kocaman boynuzlarıyla bir çift öküz çıkmaz mı? Genç delikanlı ikinci cevizin içinden çıkan bu öküzlerin zincirlerinden tutup sürünün ardından çekmeye başlamış. Tam köye girmek üzereyken üçüncü cevizi de kırmaya karar vermiş. Son cevizi de kuşağından çıkartmış ve onunda kabuğunu araladığında; onun da içinden dillere destan ve kalemlerle yazılamayacak güzellikte genç bir kız çıkıvermiş. Sonra bu genç kız genç adama dönüp:
-Beni babanın evine götür. Ben sadece senin için yaratılmış, kimsenin el sürmediği tertemiz bir kızım ."demiş.
Genç adam kızı da baba evine götürdüğünde bütün olan biteni büyük kardeşlerine bir bir anlatmış. Bu iki kardeş genç delikanlının anlattıklarına ilk başta inanmamış, ama bu genç kızı, köyün sürüsünü ve öküzleri karşılarında görünce şaskınlıklarını gizleyememişler.
İşte o zaman Kalpten Hediyenin ne olduğunu anlamışlar.