Osmanlı padişahlarından biri günün birinde tebdili kıyafet köyleri dolaşıyordu. Köyün birinde tarlasında fidan dikmeye çalışan çok yaşlı bir köylüye rastladı. Adam, bahçesine meyve fidanları dikiyordu. Padişah yaşlı köylüye takılmak istedi:
- Baba, bu fidanlar ne zaman büyüyüp de meyve verecek? Bu fidanlar meyve verinceye kadar sen toprak olursun. Bu meyvelerden yemek sana nasip olacak mı dersin?
Köylü:
- Hiç sanmıyorum...
- O halde neden yoruyorsun kendini?
- Beyim biz atalarımızın diktiği ağaçların meyvelerini yemiyor muyuz? Torunlarımız da bizim diktiklerimizin meyvelerini yesinler.
Bu cevap Padişahın pek hoşuna gitti, çıkarıp köylüye bir kese altın verdi.
Köylü:
- Bakın padişahım, bizim fidanlar şimdiden meyve vermeye başladılar bile. Padişah bu cevabı da pek beğendi ve köylüye bir kese altın daha verilmesini emretti. Köylü bu kez:
- Sultanım, her ağaç yılda bir kez meyve verir. Ama bakın benimkiler ikincisini de verdi deyince,
Padişah gülümseyerek yanındakilere seslendi:
- Aman efendiler, hemen buradan gidelim, yoksa bu adam bizde altın filan bırakmayacak!