Tembel Kuş Meri Masalı

O gün Kuş Şehri'nde büyük bir telaş vardı. Kuşlar bavullarını hazırlıyor, oradan oraya uçuyor, bir süreliğine kalacakları evi düşünüyordu. Vakit sonbahardı. Yapraklar, sarıya dönüşüp yere dökülüyordu. Bunun tek bir anlamı vardı: Soğuk bir hava geliyordu. Soğuk havada yaşayamazlardı tabii. O yüzden göç etmeleri lazımdı. Sonra evlerine yine döneceklerdi.

 

Herkes telaşla koşuştururken hiçbir şey yapmayan tek bir kuş vardı. O da Meri'ydi. "Meri kim?" diye soracak olursanız, Meri tembel bir kuştu. İşini her zaman ertelerdi ve bunda bir şey olmadığını düşünürdü. Her zaman uyurdu. Bu yüzden buluşmalara sürekli geç kalırdı.

Hadi, hikâyemize devam edelim.

Meri yine tembellik peşindeydi. Yanındaki solucanları teker teker mideye indirirken uçan kuşları izliyor ve bundan gayet keyif alıyordu. Bir ara arkadaşı Oni onu gördü. Onun umursamayan bakışları, Oni'yi biraz kızdırmıştı. Hemen arkadaşının yanına uçtu ve "Merhaba" dedi.

Meri biraz uykulu bir sesle:

"Oh, merhaba Oni! Nasılsın?" dedi.

"İyiyim, iyiyim. Şimdi söyle, sen neden bir şey yapmıyorsun?"

"Ne yapmam gerekiyor ki?" diye sordu Meri. Anlaşılan olaydan haberi yoktu.

"Kış geliyor! Hemen bavullarını hazırlamalısın. Bu akşam göç edeceğimizi unuttun mu?"

"Unutmadım. Ama ne yapayım, hiç yapasım gelmiiiyooor."

"İyi o zaman. Seni yalnız bırakayım. Kim bilir, belki yapmak istersin."

kuşlarOni bu konuşmadan sonra bavulunu ayaklarıyla tuttu ve uçup gitti. Onu izleyen Meri ise onun neden telaşlı olduğunu anlamamıştı. Bir süre sonra, Meri'nin uykusu geldi.

Sponsorlu Bağlantılar

Meri: "Azıcık kestirsem ne olur ki?" diyerek uykuya daldı.

Meri uyandığında kimseyi göremedi. Oysa az önce kuşların neredeyse tümü önünden geçip gidiyordu! Meri uçmaya başladı. Ama kimseyi bulamadı. Sanki yer yarılmış da içine girmişlerdi! Meri bir dala konup nereye gittiklerini düşünmeye başladı. Düşünürken yanına bir yaprak düştü. Ve Meri birden hatırladı!

"Olamaz! Beni bırakıp gitmişler!"

Meri üzüntüyle ne yapacağını düşündü. Şimdi ne yapacaktı? Arkadaşları olmadan nasıl eğlenecekti ki?

Meri ilk defa tembelliğinin kötü olduğunu düşündü.

O düşünürken birden bulutlar birleşti, hava karardı. "Ne oluyor?" demeye kalmadan da kar yağmaya başladı! Birkaç dakika sonra her yer kar içindeydi.

Meri üşüyordu. Keşke Oni'yi dinleseydim, diye düşündü. Şimdi bunu düşünmenin sırası değildi. Asıl düşünmesi gereken konu, nasıl yemek bulacağıydı.

Meri: "Birkaç solucan bulurum elbet" diyerek arayışa çıktı. Ama ne bir solucan ne de bir yiyecek bulabildi. Hiçbir şey kalmamıştı! Açlıktan karnı guruldayan Meril, çaresiz geri döndü. Pişmanlıkla dala tünedi. Biraz sonra uykusu geldi. Yavaşça gözleri kapandı. Ve uyudu.

Meri birden uyandı. Kardan eser kalmamıştı. Meri: "Herhalde rüya gördüm." diyerek oh dedi. Ardından bavullarını hazırladı. Ayaklarıyla onları tuttu. Ve hızla sürünün yanına gitti.

Allah'tan daha uzağa gitmemişlerdi. Meri sevinçle onların yanına yerleşti.

Vee... Mutlu son! Birlikte sıcak yerlere göç ettiler! Ve Meri bir daha tembel olmayacağına söz verdi. Artık o da çalışkan, buluşmalara zamanında yetişen bir kuştu..

-SON-