Elektrik Dünyası Okuma Masalı
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, dayanıklı mı dayanıklı, verimli mi verimli bir güç kaynağı varmış. Bu güç kaynağını tüm Enerji Ülkesi tanırmış ve herkes onu çok takdir edermiş. Gün geçtikçe de ünü artıyormuş bizim güç kaynağının. Artık neredeyse tüm Elektrik Dünyası tanıyormuş onu. Ve tabi ki, Enerji Ülkesi’ni ele geçirmeye çalışan Kaçak Elektrik Ülkesi’nin de haberi olmuş. Kaçak Elektrik Ülkesi’nin yöneticisi Cereyan Kral da bunu öğrenince; “Tüm ülke bu güç kaynağı ile ilgilenirken, onların ülkesine saldıralım. Şu an böyle bir duruma hazır olmadıkları için zayıf yönlerinden vurmuş oluruz. Ayrıca, en kısa sürede o güç kaynağını da bana getirin” demiş. Bunun üzerine; ülkenin en güçlü elektrik devre elemanlarından oluşan ordular hazırlanmış. Reostalar, anahtarlar, voltmetreler, ampermetreler, elektrik motorları, bobinler, transformatörler ve elektroliz kapları boy boy dizilmişler.
Fakat nasıl olduysa, bu haber, Kaçak Elektrik Ülkesi’ne komşu olan İletkenlik Ülkesi’ne ulaşmış. Enerji Ülkesi’nin dostu olan İletkenlik Ülkesi, ülkedeki en gelişmiş iletkenleri kullanarak bu haberi Enerji Ülkesi’ne iletmişler. Enerji Ülkesi’nin yöneticisi olan Potansiyemetre Kral da önlemlerini almış ve tüm ülkeye; “Biz onlara karşı sadece savunma yapacağız. Zaten aklımızı kullanırsak onları kolayca yenebiliriz.” diyerek, planını açıklamış.
Tüm bunlar olurken, güç kaynağı kendini suçlu hissediyor ve tüm olayların kendisinden dolayı yaşandığını düşünüyormuş. Oysa onun hayalleri varmış, tüm ampulleri parlatarak, ülkeyi aydınlatmak istiyormuş. Bugünkü verimliliğine ulaşabilmesindeki en büyük etken de hayalleriymiş zaten. Fakat bu hâldeyken hayal edemiyor ve her geçen saniye verimliliğini kaybettiğini düşünüyor, umudunu yitiriyormuş.
Bu sırada
Sponsorlu Bağlantılar
Kaçak Elektrik Ülkesi savaşa hazırmış. Ve birden iletkenlerin uçları arasında gerilimler oluşturulmuş ve akın akın elektronlar olanca hızlarıyla akmaya başlamışlar. Öyle hızlı ve güçlü akıyorlarmış ki bazı kablo kopuklarında bile “bana mısın” demiyorlarmış. Masmavi ışıklar yayarak o boşluktan ark yapıp atlayarak geçiyorlarmış. Enerji ülkesi bunun üzerine savunma planlarını gözden geçirmek zorunda kalmış. En tecrübeli voltmetreler ve ampermetrelerden oluşan danışmanlık konseyi stratejilerini güçlü dirençler üzerine kurmuşlar. Ülkede bilinen en güçlü dirençsel özelliğe sahip maddelerden bentler oluşturulmuş. Güçlülüğü maksimum kılmak için bunlar birbirlerine seri bağlanmış.
Bu arada bazı elamanlarda belli noktalar arasındaki potansiyel farkını metrelerle ölçmeye koyulmuşlar. Bunu gören deneyimli bir Potansiyemetre “Sizlerin amacını anlıyorum. Bu noktalar arasında gerilim farklarını bilmek bizim elimizi güçlü kılar. Ancak elektriksel gerilim sizin yaptığınız gibi barajlardaki potansiyeli ölçer gibi olmaz. Bu görev benim işim. Bakın çok basit. İstediğiniz noktalara birer kolumu uzatıp ellerimle dokunmam yeter. ” Böylece uzun sürecek savaşta belli noktaların arasındaki gerilim farkları tespit edilmiş.
Ancak karşı tarafın gücü yadsınamazmış. “En iyisi” demişler, aklı erenler. Biz onların güç kaynakların etkisini azaltalım. Ama bir sorunları varmış. Bu konuda kime danışacaklarını bilmiyorlarmış. En sonunda bir voltmetre çıkıp; “Bence güç kaynağına danışalım. En iyisini o bilir.” demiş. Böylece güç kaynağına danışmışlar. Güç kaynağının cevabı şöyle olmuş; “Her güç kaynağı çalışırken ısınır. Eğer soğumalarını önlersek verimliliğini düşürmüş oluruz.”
Planı uygulamışlar ve böylece savaşı kazanmışlar. Güç kaynağı da tüm ülkenin kahramanı olmuş ve tüm ülkeyi aydınlığa kavuşturmuş, hayaline ulaşmış...