Pembe Kulak Okuma Masalı

Bir varmış bir yokmuş... Hayvanlar şehrinde çok şirin bir ayakkabı dükkanı varmış. Bu dükkanın sahibi Samur Hanımmış. Samur Hanımın dükkanında her çeşit ayakkabı satılırmış. Dükkanın kapısında küçük bir zil asılıymış. Bu zil, müşteri geldiğinde çalarak Samur Hanıma haber verirmiş. Samur Hanım, işini çok iyi yaparmış. Hangi hayvana hangi ayakkabının daha rahat olacağını çok iyi bilirmi. Mesela, küçük ve dikenli ayakkabıları kirpiler için, hafif ve derisi ince ayakkabıları da ayrı tavşanlar için satarmış. Çünkü dikenliler kirpilere, ince derili ve hafif olanlar da çok hızlı haraket ettikleri için tavşanlara uyarmış...

Günlerden bir gün Samur Hanım dükkanında ayakkabı yapmaya dalmışken Çınnn... diye kapının zili çalmış ve küçük bir tavşan dükkanına girmiş. Bu tavşanın ismi Pempe Kulakmış. Samur Hanım,

- Hayırlı sabahlar küçük tavşan. Sana nasıl yardımcı olabilirim, diye sormuş. Pembe Kulak,

- Ayakkabı modellerinizi görmek istiyorum, demiş. Samur Hanım, dolaptan model kataloğunu çıkarıp küçük tavşanın önüne koymuş. Ona tavşanlar için en uygun modellerini göstermiş

-Bunların arasından birini seçebilirsin, demiş. Bende her çeşit ayakkabı var. Baksana, tokalı, tokasız, topuklu, topuksuz, kışlık, yazlık... Sen en çok hangi modeli sevdin. Pembe Kulak,

- Ben bu dükkandaki en güzel ayakkabıyı istiyorum, demiş. Kataloğun sayfalarını çevirerek bakmaya devam etmiş. Sonra birden sevinçle kulaklarını sallamış,

-İşte bu, diye bağırmış. Ben bu modeli çok sevdim. Bu ayakkabıyı almak istiyorum. Samur Hanım,

- Ama bu model tilkilere göre, demiş. Senin ayakların için hem çok ağır hem de çok büyük. Bence bu ayakkabıyı hiç düşünme. Pembe Kulak üzülmüş.

- Ama ben bu ayakkabıyı çok sevmiştim, diyerek dudağını bükmüş. Samur Hanım gidip onun seçtiği ayakkabıyı getirmiş.

- İstersen bir dene. Bakalım rahat ede bilecek misin, demiş. Pembe Kulak, sevinçle ayakkabıları giymiş. Ayakkabılar güzelmiş ama doğrusu hiç rahat değilmiş. Pembe Kulakın ayakları, ayakkabının içinde bir o tarafa bir bu tarafa dönüyormuş. Üstelik ayakkabılar çok ağırmış. Değil hop hop zıplamak, tavşancık bu ayakkabılarla yürüyemiyormuş bile. Pembe Kulak üzülerek ayakkabıları çıkarmış. Samur Hanıma

- Doğru söylüyorsunuz. Bu ayakkabılar bana olmadı, demiş. Tekrar kataloğa bakmaya başlamış. Kataloğu karıştırmış karıştırmış, en sonunda çok zarif ama uzun bir ayakkabı seçmiş. Samur Hanım,

- Üzgünüm

Sponsorlu Bağlantılar

ama, demiş. Bu ayakkabılar da sana göre değil. Sen kendine tavşanlar için olan modellerden birini seçmelisin. Fakat Pembe Kulak ısrar etmiş.

- Lütfen ayakkabıları getirir misiniz, ben bunları alacağım.Samur Hanım,

- Peki öyleyse, diyerek ayakkabıları getirmiş. Pembe Kulak hemen ayakkabıları giymiş. Aynanın önüne geçmiş ve kendini seyretmiş.

- Ne kadar yakıştı, diyerek ellerini çırpmış. Beğendiği ayakkabıları Samur Hanımdan satın almış. Doğruca diğer tavşanların yanına gitmiş. Onlara yeni ayakkabılarını göstermek istiyormuş. Tavşanlar neşe içinde oyun oynuyorlarmış Pembe Kulak ayaklarını havaya kaldırmış ve

- Bakın ne kadar uzun ve güzel ayakkabılarım var, diye onlara seslenmiş. Sizinkilere hiç benzemiyor. Diğer tavşanlar şaşkınlıkla ona bakmışlar.

- Ayakkabıların çok güzel, demişler, ama sana göre değiller ki. Pembe Kulak onların sözlerine aldırmamış. Birkaç saat sonra akşam olmuş. Tavşanlar yuvalarına dönerken aniden iki parlak göz önlerinde belirivermiş. tavşanlardan biri avazı çıktığı kadar bağırmış.

- Kurt. kurt. kaçın... tavşanların hepsi koşmaya başlamışlar. Pembe Kulak da kurttan kaçmak için tüm gücüyle kaçıyormuş. Fakat diğer tavşanların çok gerisinde kalmış. Çünkü ayakkabıları çok uzun olduğu için onları kontrol etmekte zorlanıyormuş. Çok geçmeden ayakkabısının önce biri sonrada diğeri tavşancığın ayağından fırlamış. Pembe Kulak yalın ayak, bir yandan koşuyor bir yandan da,

- Bana yardım ediiin, beni kurttan kurtarın, diye bağırıyormuş. Kurt ona iyice yaklaşmış. Bu sırada tavşancık çalıların arasında bir delik görmüş. Hemen deliğin içine girip saklanmış. Burası Fare Kuri nin yuvasıymış. Fare Kuri, nefes nefese kalmış Pembe Kulağı görünce başını sallayarak,

- İyi kurtuldun, demiş. Eğer benim yuvam olmasaydı şimdi kurtun midesindeydin. Ertesi gün Samur Hanım yine dükkanında ayakkabı yapıyormuş. Zil çalmış, kapı açılmış. Gelen Pembe Kulakmış. Elinde de uzun ayakkabılar varmış. Samur Hanım yerinden kalkmış,

- Ne oldu küçük tavşancık. Aldığın ayakkabılarda bir sorun mu var, diye sormuş. Pembe Kulak utanarak,

- Hiç bir sorun yok ama onlar bana göre değilmiş, diye cevap vermiş. Sonra kurt ile olan macerasını Samur Hanım a anlatmış. Samur Hanım ayakkabıları alıp yerine koymuş ve,

- Ben sana uygun olmadıklarını söylemişdim, demiş. Şimdi sana en uygun ve en güzel ayakkabıyı getireceğim. Az sonra elinde çok şık, ince derili ve hafif bir ayakkabıyla geri gelmiş. Pembe Kulak, Samur Hanım a teşekkür etmiş ve mutlu mutlu yeni ayakkabılarını giyerek evinin yolunu tutmuş

mutlu SON